Odeabank sektöre yol göstermeye devam ediyor.

Odeabank sektöre yol göstermeye devam ediyor.​

Odeabank sektöre yol göstermeye devam ediyor.

Yenilikçi ve sorumlu bankacılık anlayışıyla sektöre katkı sunmak üzere önemli çalışmalara imza atan Odeabank, bu kez ayrıcalıklı bir panele ev sahipliği yaptı. "2014 Türkiye ve Gelişmekte Olan Ülkeler için Bir Dönüm Noktası mı?" başlığıyla düzenlenen panele, dünyanın önde gelen iktisatçılarından Daron Acemoğlu ve ünlü ekonomist Deniz Gökçe konuşmacı olarak katıldı.

Türk Bankacılık sektörünün en genç ve dinamik oyuncusu Odeabank, ekonominin nabzını tutmaya devam ediyor. Sorumlu bankacılık anlayışıyla sektörde birçok ilke imza atan Odeabank, Varlık Yönetimi Ekonomi Zirvesi ile Odeabank Ekonomik Araştırmalar ve Stratejik Planlama Genel Müdür Yardımcısı Serkan Özcan moderatörlüğünde, dünyanın önde gelen iktisatçılarından Daron Acemoğlu ve ekonomist Deniz Gökçe'yi biraraya getirerek "2014 Türkiye ve Gelişmekte Olan Ülkeler için Bir Dönüm Noktası mı?" sorusuna yanıt aradı.

Odeabank Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cem Muratoğlu'nun açılış konuşmasını yaptığı panel, Odeabank müşterileri ve ekonomi basınını biraraya getirdi. Yaşanan gelişmeleri doğru yorumlayabilmek ve sağlıklı öngörülerde bulunabilmek için gerçekçi analizler yapmanın önemine vurgu yapan Muratoğlu; "Kısa bir zaman içinde 49. sıradan mevduat bankaları arasında 14. sıraya geldik. Sadece 1,5 yılda 200.000 müşterisi, 15 Milyar TL'ye yakın mevduatı ve 12 Milyar TL üzerinde kredisi olan bir banka olduk. Sizlerin sayesinde, Varlık Yönetiminde 8 Milyar TL Bireysel Mevduat bakiyesini ve aylık 1 Milyar TL üzerinde Bireysel Yatırımı yöneten bir büyüklüğe ulaşmayı başardık. Başarımızı, sektörde öncü ürün ve hizmetler ile birlikte değişen konjonktürde etkin stratejiler oluşturmamıza borçluyuz. Öngörülebilirliğin oldukça azaldığı bir dönemde bu paneli düzenleme amacımız da "2014 Türkiye ve Gelişmekte Olan Ülkeler için Bir Dönüm Noktası mı?" sorusuna yanıt ararken, hep birlikte büyük resmi görmeye çalışmaktır" dedi.

Panelistler, 2014 yılının Türkiye ve gelişmekte olan ülkeler açısından neler getireceğiyle ilgili öngörülerini, Türkiye'de ve dünyada yakın dönemde yaşanan gelişmeler ışığında değerlendirerek katılıcımlarla paylaştı. Panel'de, Arap Baharı sonrası yaşanan ekonomik gelişmeler, Rusya'nın Gürcistan ve Ukrayna politikasının bölge ekonomisine etkileri, Çin, ABD ve Rusya ilişkilerinin geleceği ve önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkeleri bekleyen tehditler ve fırsatlar da tartışıldı.

Dünyanın önde gelen iktisatçılarından Daron Acemoğlu, Türkiye'yle ilgili değerlendirmesinde: "Türkiye'nin istikrarlı ve sürdürülebilir büyümeye ihtiyacı var. Ancak bugün gelinen süreçte, var olan potansiyelini doğru kullanamayan bir ülke konumunda. Krizler aslında bizim için, potansiyelimizi somut olarak ortaya çıkartacak ortamların hazırlayıcısıdır. Bu noktada hem bireysel ve toplumsal olarak hem de kurumsal bazda tasarrufun önemini idrak etmeliyiz. Zorlu koşullardan güçlenerek çıkmamız için istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme sağlamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. Tüm dünyada gelişen teknoloji ile birlikte, insanların yaptığı işlerin makinaların ellerine bırakılmaya başlandığını vurgulayan Acemoğlu, geleceğin yatırım da olduğunu belirtti ve gençlere önerilerde bulundu; "Türkiye'nin teknolojiye ve AR-GE yatırımlarına daha fazla ağırlık vermesi her açıdan çok önemli. Yatırımların büyük şehirler özelinde değil tüm Türkiye'ye yayılarak genişletilmesi gerekiyor. Bugün gelinen noktada gençlere büyük görevler düşüyor. Gençler artık makinaların yapamadığı işleri öngörerek problem çözmeye odaklanmalı."

Etkinliğin bir diğer panelisti Deniz Gökçe de, ülkelerin geleceğe güvenle bakmaları için geçmişten ders çıkarmaları gerektiğini savunarak; "Gerçek tarihin ne olduğunu bilmeden öngörülerde bulunabilmemiz mümkün değil. Türkiye de öncelikle durup düşünmeli, bir durum değerlendirmesi yapmalı ve nefes almalı. Yaşadığımız günler önemli ve Türkiye için bir dönüm noktası olabilir" dedi. Türkiye'de tüketimin ciddi boyutlara ulaştığını ve ülke olarak tasarrufun öğrenilmesi gerektiğini vurgulayan Gökçe, yönetimin bu noktada devreye girmesi ve tüketimi frenlemesi gerektiğini belirtti. Gökçe ayrıca, özel sektör vurgusu yaparak; "Yüzde 60 özel sektöre bağlı olan bir ülke, devletten büyük bir beklenti içinde olmamalı. Devlet kurumsal yapıyı teşvik etmeli, ticari faaliyet ise özel sektöre bırakılmalı" şeklinde konuştu.