Odeabank, ihracatta risk ve fırsatların konuşulduğu Dış Ticaret Buluşmaları kapsamında, Hatay ve Osmaniyeli iş
insanları ile dijital platformda bir araya geldi. Dünyada ve Türkiye’de makroekonomik gelişmeler ile koronavirüs
salgınının etkilerinin tartışıldığı toplantıda, Odeabank yetkilileri ihracatçılara “Bu zorlu dönemde her türlü
ihtiyacınızda yanınızdayız.” dedi.
ODEABANK, Osmaniye ve Hatay’da faaliyet gösteren ihracatçı firmalarla Dış Ticaret Buluşmaları
toplantıları
kapsamında dijital platform üzerinden bir araya geldi. Osmaniye ve Hatay’da faaliyet gösteren yaklaşık 52 şirket
yöneticisinin katıldığı toplantıda, koronavirüs salgını gölgesinde ihracatın finansmanı ve riskleri konusu
tartışıldı.
Odeabank Nakit Yönetimi ve Dış Ticaret Direktörü Ahmet Zafer Seyar, toplantının açılış konuşmasında
Türkiye ve dünyanın içinde bulunduğu bu zor dönemde sanayici ve ihracatçılara destek olmak için çalışmaya devam
edeceklerini söyledi. Seyar, Odeabank olarak COVID-19 salgınının ekonomiye etkisini asgari seviyede tutmak amacıyla
işletmelere önemli kolaylıklar sağladıklarına dikkat çekti. Osmaniye ve Hatay’ın bölgesel ticaretin gelişmesine
önemli katkı sağlayan iller olduğunu belirten Seyar; “Ülkemiz için zor olan bir süreçte müşterilerimizin
yanında olduğumuzu göstermek üzere destek paketleri açıkladık. Bu süreçten ülke olarak hasarsız çıkmak için
elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz” dedi.
Altınsaç: Dünyada yaklaşık 13 trilyon dolara yakın destek paketleri açıklandı.
Video konferansta konuşan Ekonomist Gizem Öztok Altınsaç, dünyada ve Türkiye’de makroekonomik
gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu:
“Koronavirüs salgınının, küresel üretim seviyesinde yüzde 10-15’lik bir payı eritmesi bekleniyor. Gelişmiş
ülkeler başta olmak üzere tüm dünya ülkeleri küresel ekonomik kayıpların telafi edilmesi için yaklaşık 13
trilyon dolara yakın destek paketleri açıkladı. Ülkelerin açıkladığı bu büyük çapta destek paketlerinin, en
önemli bacağı iç taleplerindeki kayıpları önlemek. İkinci bacak ise dünyada dolar likiditesi sağlamak yönünde
adına atılan adımlar oldu. G20, IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar da koronavirüs krizinden olumsuz etkilenen,
gelişmekte olan ülkelere destek vermek amacıyla finansman mekanizmaları oluşturdular. Devreye alınan bu finansal
mekanizmalar, döviz ihtiyacı olan gelişmekte olan ülkelerin bir miktar daha rahat nefes almasını sağlayacaktır.
ABD ve Avrupa’da yapılan çıkış stratejilerine göre, koronavirüs krizinden en erken çıkış mayıs ayı içerisinde
olması bekleniyor. Haziran ayının ortasına veya sonuna doğru koronavirüs salgınının kontrol altına alınacağı
tahmin ediliyor. En büyük risk ise yılın 4. çeyreğinde ikinci dalganın yaşanma olasılığı. Çıkış stratejilerinin
doğru zamanlama ile yapılması kritik.
Konuşmasında koronavirüs salgınının Türkiye ekonomisine olan etkisine de değinen Altınsaç, Türkiye ekonomisi için
öngörülerini şöyle özetledi:
“Yaşanan salgın nedeniyle dünya petrol piyasalarında özellikle içinde bulunduğumuz 2. çeyrekte talep daralması
çok şiddetli, bu da çok yüklü petrol arz fazlası ile sonuçlanıyor. Ve petrol fiyatlarında düşüşe yol açmakta.
Petrol fiyatlarındaki gerileme Türkiye’de enflasyon artışını bir miktar sınırlaması bekleniyor. İç talepteki
şiddetli daralmayı ve TL’deki değer kaybını da bu hesaplamaya dahil ettiğimizde enflasyonun yıl sonunda yüzde
9’un bir miktar altında, yüzde 7.5 – yüzde 8 arasında gerçekleşmesi ile sonuçlanabilir. Maliye politikaları
tarafında ise, bütçe açığımızın iki katına çıkması kimseyi şaşırtmayacaktır. Tüm dünyada bütçe açıklarının 3-4
katına çıktığı bir sürecin içindeyiz. Büyümeye bakarsak, en önemli ihracat partnerimiz olan Avrupa’nın
daralması, Türkiye’yi de etkileyecektir. Bu zaman zarfında gerekli döviz ihtiyacını sağlayabilen ekonomilerin,
COVID kaynaklı büyüme üzerindeki hasarı bir miktar da olsa azaltması söz konusu olacaktır. Gereken dövize
erişemeyen ekonomilerin büyümeleri ise maalesef daha çok baskı altında kalabilir.”