4 Ekim

4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’nde Hayvan Hakları Tarihinde Ufak Bir Gezinti​

Tüm dünyaca kutlanan en umut dolu günlerden biri 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü. Sokaklardaki, doğadaki ve evlerimizdeki dostlarımızı anımsadığımız ve onların haklarını güvenceye aldığımız bir gelecek inşa etmenin sözünü verdiğimiz bu özel günün tarihinde ufak bir gezintiye çıkalım birlikte...

Dünyadaki ilk “Hayvanları Koruma Derneği” 1825 yılında İngilizler tarafından kuruldu. Bu ilk adımı, pek çok ülke takip etti ve daha sonrasında dünyanın farklı yerlerindeki bu dernekler 1929 yılında 4 Ekim gününü “Hayvanları Koruma Günü” ilan ettiler. Ancak bu özel gün ilan edildiğinde, hayvan hakları diye bir şeyden söz etmek henüz mümkün değildi. Öyle ki 14 maddeden oluşan Hayvan Hakları Evrensel Bildirisi’nin ortaya çıkmasına daha onyıllar vardı... Hayvanların temel haklarının güvenceye alındığı bildiri ancak 1978 yılına gelindiğinde UNESCO tarafından ilan edildi.

4 Ekim’i kutlarken, bu özel güne dair bazı şaşırtıcı bilgileri sizler için derledik...

1. İlk Dünya Hayvanları Koruma Günü 24 Mart 1925 yılında, Berlin’deki Spor Sarayı’nda kutlandı. “Neden 4 Ekim’de kutlanmadı?” diye sorabilirsiniz... O tarihte Spor Sarayı müsait değilmiş. Bu etkinlik ilk kez 1929 yılında 4 Ekim’de gerçekleşebildi. Bu kutlamanın ardındaki ismi de anmadan geçmeyelim: 5000’den fazla kişinin katılımıyla gerçekleşen ilk etkinliği düzenleyen kişi, yazar ve hayvan hakları aktivisti Heinrich Zimmermann’dı.

2. Peki, neden 4 Ekim? Bu gün, ekoloji ve hayvanların azizi olarak kabul edilen Aziz Francis’in günü olduğu için; Hayvanları Koruma Günü olarak ilan edilmiş.

3. “Bu gün nasıl ilan edildi?” diye soracak olursanız... Başlangıçta Almanya, Avusturya, İsviçre ve Çekoslavakya’da kutlanan gün, 1931 yılının Mayıs ayında Floransa’da gerçekleşen Hayvanları Koruma Konferansı’nda Zimmermann’ın önerisi üzerine katılımcılar tarafından uluslararası bir gün olarak kabul edildi.

4. Dünyanın dört bir tarafında Hayvanları Koruma Günü’nde, her yıl 1000’den fazla etkinlik gerçekleşiyor. Bu etkinliklerin amacı ise çoğu zaman farkındalık yaratmak çünkü hayvanları koruma konusunda kat edilmesi gereken çok uzun yollar var hâlâ.

Hayvanların karşı karşıya kaldığı en büyük tehlikeler

Haberlerde, sosyal medyada veya arkadaş sohbetlerinde mutlaka denk geldiğimiz bir konu var: Terk edilen ev hayvanları. ABD’de her yıl ortalama 6,5 milyon ev hayvanı terk edilerek barınaklara gönderiliyor.

Çocukken Jaws filmini izleyenlerin korkulu rüyasıdır köpek balıkları. Belki siz de denizde yüzerken o korkuyu aniden içinde hissedenlerdensinizdir. Oysa verilere bakılırsa köpek balıklarının insanlardan korkması gerekiyor! Florida Müzesi’nin Uluslararası Köpek Balığı Saldırısı Kayıtları’na göre köpek balıkları her yıl 6 insanı öldürürken, insanlar her yıl 100 milyon köpek balığı öldürüyor.

Japonya’da her yıl 300’den fazla minke balinası avlanıyor. Norveç ve İzlanda da balinaların avlanmasına izin veriyor.

Tıbbi ürün ve kozmetik sektöründe hayvanlar üzerinde test hala çok yaygın.

İklim krizi insanları etkilediği kadar hayvanları da etkiliyor. Özellikle kutup ayıları, gergedanlar, filler ve kaplanlar değişen iklim koşullarında çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya...

Yağmur Ormanları’nın palm yağı için yok edilmesi ise hayvanları tehdit eden bir başka sorun. Bu alanlar orangutanların yuvası. Bu ormanların yok edilmesi orangutanların evsiz kalması anlamına geliyor.

Türkiye bu tablonun neresinde?

Türkiye’de geçerli olan hayvanları korumaya yönelik uluslararası düzenleme, Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'dir. Türkiye bu sözleşmeyi, 18 Kasım 1999 tarihinde imzaladı, 28 Kasım 2003 tarihinde ise onayladı.

Hayvan hakları konusunda Türkiye’de de hala kat edilmesi gereken epey bir yol olsa da hak savunucuları geride bıraktığımız yıllar içinde hayvanların güvenliğini ve esenliğini korumak adına pek çok kazanım elde etti. Bu kazanımları anımsamak bu özel günde hepimize umut verebilir...

Hayvanlara karşı işlenen suçlar TCK kapsamına alındı.

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda 2021 yılında yapılan değişiklik hayvan hakları açısından çok büyük bir öneme sahip. Neden mi? Çünkü bundan önce hayvanlara yönelik işlenen suçlar Kabahatler Kanunu kapsamında yer alıyordu. Bir hayvana zarar veren kişiler kaymakamlığın kestiği idari para cezasından başka hiçbir yaptırımla karşılaşmıyordu. Türk Ceza Kanunu kapsamına alınmasıyla bu durum tamamen değişti. Artık hayvanlara yönelik işlenen suçların çok daha ciddi yaptırımları var.

Hayvanlara yönelik işlenen suçların TCK kapsamına alınmasına harika bir adım, ancak ne yazık ki kanunda hala korunmayan hayvanlar var. Mesela hayvanat bahçelerinde esir hayatı yaşayan hayvanlar, yunus parklarındaki yunuslar... Bunun yanı sıra yasada avla ilgili ve hayvanlar üzerinde deney yapılmasıyla ilgili de bir düzenleme bulunmuyor. Hayvan hakları savunucuları yasanın tüm hayvanları kapsayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini dile getiriyor.

Adalardaki atlı faytonların yerini elektrikli arabalar aldı.

İstanbul’da güneşli günlerin tadını en çok çıkardığımız yerlerden biri Adalar. Ve bu güneşli günlerin en tanıdık manzaralarından biri de atların çektiği nostaljik faytonlardı. Süslü arabalar ve güzel mi güzel atları gördüğümüzde çoğumuzun aklına belki asla gelmeyen bir dram yaşanıyordu aslında bu manzaranın perde arkasında. Uzun saatler çalışan atlar sıcaktan ve yorgunluktan fenalaşıp hayatını kaybedebiliyordu. İşte bu yüzden hayvan hakları savunucularının yıllardır gündeminde olan bir konuydu. Nihayet 2020 yılında bu konu çözüme kavuştu. Adadaki atlı faytonların yerini çevre dostu elektrikli araçlar aldı. Şimdi ada gezilerimizin tadını gönül rahatlığıyla çıkarabiliriz!

Pet shop’larda hayvan satışı yasaklandı.

AVM’lerde veya mahallemizdeki pet shop’ların vitrininde küçücük alanlada tutulan o sevimli kedileri, köpekleri, kuşları hepimiz görmüşüzdür. İç acıtan bu görüntüler 14 Temmuz 2022 tarihi itibarıyla son buldu. Artık pet shop’larda hayvan satışı yapılmıyor, ancak internette katalog üzerinden satış devam ediyor. Bu olumlu bir adım olsa da aslında sorunu ne yazık ki tamamen ortadan kaldırmıyor. Hayvan hakları savunucuları gözlerden uzak bir yerde tutulan hayvanların yaşam koşullarından ötürü endişeli. İşte bu yüzden, bu olumlu kazanımı yalnızca bir başlangıç olarak görüp hayvan satışının tamamen yasaklanması gerektiğini savunuyor hayvan hakları aktivistleri.

4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’nde ülkemizde ve dünyadaki genel tabloya baktığımızda üzücü durumlar olsa da, gün geçtikçe umut veren gelişmeler de yaşanıyor. Ayrıca bu özel günü ilan eden, hayvanları seven ve onların haklarını korumaya çalışan çok büyük bir kalabalık var dünyada. Bu kalabalık sayesinde ufak adımlarla da olsa güzel bir geleceğe doğru ilerlediğimizi görebiliriz. Hayvan hakları ihlallerinin tamamen ortadan kalktığı bir 4 Ekim’i en kısa sürede görebilmek ümidiyle...​