Tarihin tozlu sayfalarından günümüze kadar kadınlar ilham veren güçlü roller üstlenmiş olsalar da toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadınların mücadelesi açısından her zaman zorlu bir süreç yarattı. Bu eşitsizliğe ve zorlu mücadelelere rağmen eğitimden siyasete, iş hayatından medyaya kadınların daha görünür hale gelmeleri, onların toplumdaki yerini güçlendirirken seslerini daha gür şekilde duyurmalarına da zemin hazırladı. Bu yükseliş, popüler kültürde de yankı buldu ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği, hala farklı alanlarda varlığını korusa da aslında derin darbelere maruz kaldı.
Özellikle medyanın etkisiyle eşitsizliklerin daha görünür bir hal alması, yalnızca kadınları değil, ülkeleri ve toplumları da yıllardır süregelen bu eşitsizliklerle mücadele etmeye yöneltti. Bu mücadele devam ettikçe, kadınlara daha fazla haklar tanındı, iş dünyasındaki cam tavanlar daha çok kırıldı, kadının toplumdaki yeri değişmeye, kazanımları artmaya başladı. Üstelik bu dönüşüm yalnızca kadınlara yönelik eşitsizlikler için savaşılmasına zemin hazırlamadı; aynı zamanda çocuk hakları, hayvan hakları, insan hakları gibi farklı alanlarda da hak kazanımlarının önünü açtı. Kısacası, eşitsizliklerle mücadele ederken verilen çaba, karşılıksız kalmadı ve bugün biz gelişen toplumsal bilinç sayesinde bu verilen mücadelenin en başarılı yansımalarına tanıklık edebiliyoruz. Özellikle de güçlü kadın figürünün popüler kültüre yansıyan başarı hikayelerine…
Bundan belki elli ya da yüz yıl önce, medyada kendine pek yer bulamayan, geçmişte de var olmasına rağmen topluma yansımayan, öne çıkarılmayan ve hatta ötelenen, erkek egemen bakış açısıyla görmezden gelinen başarılı kadın hikayelerinin bugün popüler kültürde yüzlerce örneği var. Son yıllarda, toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusundaki farkındalıkların artması, kadın hakları hareketleri, feminist tutumlar, sosyal medyanın gücü gibi değişkenler, kadınların yaşadığı eşitsizlikleri ve onların tüm zorluklara rağmen elde ettikleri başarılarını daha görünür kıldı. Ve bu değişim, televizyon dizilerine, sinema filmlerine de yansıdı.
Toplumsal bilincin artması, kadınların seslerini çok daha güçlü bir şekilde duyurmak istemeleri ve tüm bunların da ötesinde tüketici taleplerinin evrilmesi, yani izleyicilerin güçlü kadın karakterleri ve onların ilham veren başarılı hikayelerini izlemek istemeleri, popüler kültürde güçlenen kadın olgusunu gözler önüne serdi. İşte tüm bu değişim ve dönüşümleri başarılı şekilde yansıtan, güçlenen kadınların başarılı hikayelerini etkileyici şekilde aktaran son dönemlerin dikkat çekici yapımları:
Bahar
Özellikle son zamanlarda büyük ilgi gören “Bahar” dizisi, popüler kültürde güçlenen kadın kavramının başarılı bir temsilcisi olurken, bize kadınların çektikleri tüm zorluklara rağmen neleri başarabileceğini de gösteriyor. Dizinin ana karakteri Bahar, karşılaştığı talihsiz serüvenler silsilesine rağmen pes etmeyen, kendi ayakları üzerinde durmayı başaran bir kadının hikayesini anlatırken, bir yandan da her bölümde cesaret ve umut aşılıyor. Ev hanımlığını bırakıp yarım kalan doktorluk kariyerine hızlı geçişini izlediğimiz Bahar, adım adım yükselirken etrafında olup bitenlerle de mücadele etmeye devam ediyor.
Hiç beklenmedik bir şekilde öğrendiği hastalığına, eşinin ihanetine, etrafında çabasını hor gören ve takdir etmeyen kişilerin varlığına rağmen azimle kafasına koyduklarını yapmak için uğraşan Bahar, kendi ışığını bulmak ve hem kendi dünyasını hem de çevresini aydınlatmak isteyen her kadın için büyük bir ilham kaynağı oluyor. Pek çok kez, eş ve anne rolleri ile çatışsa da kendi olmayı başarabilen Bahar, çocukları için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olsa da kendini yeniden bulma ve hayata daha güçlü adımlarla devam etme yolculuğundan da vazgeçmiyor.
Kimler Geldi Kimler Geçti
Elbette ki Bahar, güçlenen kadın profilinin popüler kültürdeki tek örneği değil. Yerli ve yabancı pek çok yapım, bu konuda ilham veren örnekler arasında. Yine gündemde olan yerli ve yeni yapımlardan biri “Kimler Geldi Kimler Geçti” dizi serisinin alışılmışın dışında cast ve rol dağılımıyla toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dair bir tabu daha yıkılıyor. Geleneksel anlayışta tek bir erkek başrol oyuncu etrafında şekillenen kadın karakterler varken bu dizide tüm hikayenin merkezinde olan ana karakter, bir kadın ve etrafında üç erkek karakter yer alıyor.
Bu rol dağılımı, dizi ve filmlerden alışık olduğumuz cinsiyet rollerine dair kalıpları yıkıyor ve izleyicilere farklı bir bakış açısı sunuyor. Ayrıca ana kadın karakter ‘Leyla’nın cesur adımları, kendinden emin tavırları ve hayatını gönlünce yaşayış şekli de güçlü bir kadın profilini tekrar gözler önüne seriyor.
The Queen's Gambit
Oldukça ses getiren yapımlardan biri olan The Queen’s Gambit de erkek egemen bir dünyada kadının yükselişini başarılı bir şekilde işliyor. Travmalarla dolu bir çocukluk geçiren ve yetimhanede büyüyen genç kız, satrançla tanıştıktan sonra inanılmaz bir yeteneği olduğunu keşfediyor. Erkeklerin hakim olduğu satranç dünyasına cesur bir giriş yaparak hem kadınların geleneksel rollerin dışına çıkarak kendi yollarını nasıl çizebildiklerini hem de toplumun onlara dayattığı sınırları nasıl aşabildiklerini gösteriyor.
Kadınların her alanda -hatta kendilerinden en beklenmedik alanlarda bile- nasıl güçlü olabileceklerini gösteriyor olması da bu dizinin popüler kültürdeki yansımalarından biri. İlham dolu bir hikaye, başarılı oyunculuklar ve bolca meydan okuma ile dolu The Queen's Gambit, kendine inanan bir kadının neler yapabileceğinin en güzel örneklerinden biri.
Self Made
Self Made, Madam C.J. Walker'ın gerçek yaşam öyküsünden esinlenen bir mini dizi ve siyahi bir kadının başarılarıyla hem cinsiyet hem de ırk ayrımcılığına karşı verdiği mücadeleyi anlatıyor. O dönemde siyahi bir kadın olarak iş dünyasında var olabilmek, büyük bir cesaret ve azim gerektirirken, tüm zorluklara göğüs gererek kendini kanıtlayan bu kadın, kadınların ne kadar büyük başarılara imza atabileceğini gözler önüne seriyor.
Tüm bu örnekler, kadın yükselişinin popüler kültürdeki en çarpıcı örnekleri olarak karşımıza çıkıyor. Her bir hikaye, farklı dönem ve şartlarda geçse de bu yapımlardaki kadın karakterler, toplumsal cinsiyet rollerine meydan okuyarak, karşılaştıkları tüm zorlukları göğüslerinde yumuşatarak, ön yargılardan, eleştirilerden yılmayarak yükselişleriyle tüm kadınlara ilham olmayı başarıyor.
Peki, kadınların güçlenmesi, sadece bulundukları yerden ‘daha yüksek’ olarak konumlandırdığımız yerlere ulaşmaları mı demek, yoksa kadınların ‘oldukları haliyle’ kabul görmeye başlamaları da güçlenmelerine örnek olarak değerlendirilebilir mi?
Birkaç yıl daha geriye gidecek olursak İstanbullu Gelin dizisi de popüler kültürde güçlenen kadın profiline başarılı bir örnek olarak verilebilir. Kısaca hatırlayacak olursak İstanbullu Gelin’in yani dizideki ana kadın karakter ‘Süreyya’nın, İstanbul’dan sevdiği adam için Bursa’ya gelişi ve gelin gittiği Konak’ta kabul görmemesiyle başlayan hikayenin sonunda Süreyya’nın kendini değiştirmeden, kim olduğundan ödün vermeden, etrafındaki herkesle olan ilişkisini dönüştürmesine tanıklık ediyoruz. Başkalarının dayattığı kalıplara uymadan, kabul görmemeyi, dışlanmayı göze alarak, kendi doğruları için yaşayan ve buna rağmen sevgi dolu kalmayı başararak herkesi ışığıyla aydınlatan Süreyya, hikayenin sonunda tüm aileyi birbirine bağlayan en güçlü karakter olarak karşımıza çıkıyor. Bu dönüşüm de sizce kadının güçlenmesine güzel bir örnek olamaz mı?
Ya da yine gündemdeki yapımlardan biri olan Kızılcık Şerbeti’ndeki Nursema karakterinin, yıllarca aile baskısı altında yaşadıktan sonra kendine dayatılan tüm sınırlara ve kalıplara meydan okumaya başlaması? Zincirlerinden özgürleşerek ailesinin kabul etmediği ama kendi istediği her şey için çabalaması? Kendini önceliklendirmeyi öğrenen ve başkasının kendisi için biçtiği rolleri kabul etmeyen Nursema’nın dönüşümünü de başarılı bir örnek olarak ele alabiliriz.
Sonuç olarak popüler kültürde kadınların güçlenmesi, toplumsal dönüşümün bir aynası olarak büyük önem taşıyor. Tüm bu örneklerin daha da artacağını söylemek de mümkün. Popüler kültür ve medyanın gücü ile kadınların mücadelesi her geçen gün daha geniş kitlelere ulaşmaya devam ediyor ve bu da gelecek için oldukça umut verici…