Cari Açık Nedir? Cari Açık Hesaplaması Nasıl Yapılır?​

Genel Bilgiler

Cari Açık Nedir? Cari Açık Hesaplaması Nasıl Yapılır?

Cari açık, bir ülkenin dış ekonomik ilişkilerinde yaşadığı temel sorunlardan biridir. Bir ülkenin mal ve hizmet ihracatı ile, ithalatı arasındaki farkı yansıtan cari denge, negatif olduğunda bu durum cari açık olarak tanımlanır. Yani bir ülke, dışarıya sattığından daha fazlasını satın alıyorsa, dış ticaret açığı verir ve bu durum ülkenin döviz ihtiyacını artırır.

“Cari açık nedir?” sorusu, ekonomik performansı anlamak isteyen herkesin bilmesi gereken temel konular arasında yer alır. Bu veri, ülkenin dışa bağımlılığını ve ekonomik kırılganlıklarını doğrudan etkileyen önemli bir parametredir. Doğru şekilde hesaplanması, analizi ve kontrol altında tutulması hem ekonomi yönetimi hem de yatırım kararları açısından kritik bir öneme sahiptir.

Cari Açık Ne Demek?

"Cari açık ne demek?" sorusu, genellikle dış ticaret açığı ile karıştırılsa da daha geniş bir anlam taşır. Cari açık, bir ülkenin yurt dışından sağladığı döviz gelirlerinin, yaptığı döviz harcamalarını karşılamaya yetmediği durumu ifade eder. Bu açık; genellikle yüksek ithalat, düşük ihracat, yurt dışına yapılan faiz ve kâr transferleri ile birlikte oluşur.

Mevcut durumun uzun vadede sürdürülebilir olması için dış borçlanma ya da yabancı yatırım gibi yollarla açığın kapatılması gerekir. Aksi halde ülke rezervleri tükenebilir, döviz kurları artabilir ve makroekonomik istikrar tehlikeye girebilir. Cari açık, sadece bir dış ticaret sorunu değil, finansal dengeleri de ilgilendiren geniş çaplı bir ekonomik göstergedir.

Cari Hesap Nedir?

"Cari hesap nedir?" sorusu, cari açık kavramını daha iyi anlamak için temel bir adımdır. Cari hesap, bir ülkenin dış dünyayla yaptığı tüm ekonomik işlemleri gösteren ödemeler dengesinin alt kalemlerinden biridir. Mal ve hizmet ticareti, birincil gelirler ve ikincil gelirler, cari hesabın ana bileşenlerini oluşturur. Cari hesabın sonucu pozitifse ülke cari fazla veriyor demektir, negatifse cari açık söz konusudur.

Ekonomik karar alıcılar ve yatırımcılar, cari hesap verilerini yakından izleyerek ülkenin dış ekonomik ilişkileri hakkında bilgi edinir ve buna göre yatırım kararlarını şekillendirir. Bu kapsamda, hisse senedi ve yatırım fonu gibi yatırım araçlarına yönelim, cari hesap verileri doğrultusunda değişiklik gösterebilir.

Cari Açık Nasıl Hesaplanır?

Cari açık, cari hesap kalemlerinin toplamı alınarak hesaplanır. Bu hesaplamayı özetleyen formül ise şu şekildedir:

  • Cari Açık = (Mal İhracatı – Mal İthalatı) + (Hizmet Gelirleri – Hizmet Giderleri) + (Birincil Gelir Girişleri – Çıkışları) + (İkincil Gelir Girişleri – Çıkışları)

Bu formülde yer alan kalemlerin negatif çıkması cari açık anlamına gelirken, pozitif sonuçlar cari fazla olduğunu gösterir. Cari açığın sürekli ve yapısal hale gelmemesi için ekonomik politikaların dikkatli şekilde belirlenmesi gerekir.

Cari açık hesaplamasında dikkate alınan kalemler, bir ülkenin dış ekonomik ilişkilerinin genel sağlığını yansıtır. Özellikle enerji ithalatı yüksek olan ülkelerde cari açık daha belirgin olabilir. Turizm gelirleri gibi hizmet gelirleri de açığın dengelenmesinde önemli rol oynayabilir.

Cari Açığın Bileşenleri

"Cari denge nedir?" sorusunun yanıtını anlamak için, cari açığı oluşturan bileşenleri bilmek gerekir. Cari açığı oluşturan dört temel bileşen şu şekilde sıralanabilir:

  • Mal Ticareti Dengesi: İhracat ve ithalat arasındaki farktır. Türkiye’nin ithalatı genellikle ihracatından fazla olduğu için bu kalem genellikle negatif olur.
  • Hizmet Ticareti Dengesi: Turizm, taşımacılık, sigorta ve finansal hizmetlerden elde edilen gelir ve gider farkıdır. Türkiye’nin turizm geliri yüksek olduğundan bu kalem genellikle pozitiftir.
  • Birincil Gelir Dengesi: Yabancı yatırımlardan elde edilen faiz, temettü ve ücret ödemeleri ile yurt dışına yapılan benzer ödemelerin farkıdır. Türkiye açısından bu kalem genelde negatiftir çünkü dış borç faizi ve yabancı sermayeye yapılan kâr transferleri yüksektir.
  • İkincil Gelir Dengesi: Karşılıksız yapılan transferleri kapsar. Yurt dışındaki işçilerin gönderdiği paralar bu başlık altındadır ve genellikle pozitiftir.

Bu bileşenlerin net toplamı, cari açığı oluşturur ve bileşenler arasında dengesizlik varsa cari açık büyüyebilir.

Cari Açığın Ekonomiye Etkileri

Cari açığın ekonomiye etkileri, kısa ve uzun vadeli olmak üzere farklı boyutlarda hissedilir. Finansman ihtiyacı doğuran cari açık, dış borçlanma ya da portföy yatırımları ile karşılanır. Sürdürülebilir olmayan cari açıklar; döviz rezervlerinde azalma, kurda yükselme ve makroekonomik istikrarsızlık yaratabilir. Ayrıca faiz oranlarını ve enflasyonu da etkileyebilir.

Cari açığın artması döviz talebini artırarak kurları yukarı çeker ve bu durum ithal ürünlerin fiyatlarını yükselterek enflasyonu tetikler. Yatırımcıların da bu gelişmelere göre pozisyon alması gerekir. Cari açık risklerine karşı yatırım fonu gibi seçenekler, yatırımı temkinli hale getirebilir.

Türkiye'de Cari Açık Verileri

Türkiye ekonomisi, özellikle 2000’li yıllardan itibaren cari açık konusunda kronik bir sorunla karşı karşıya kalmıştır. Yüksek enerji ithalatı, ara malı bağımlılığı ve düşük teknolojili üretim yapısı, Türkiye'nin sürekli dış ticaret açığı vermesine neden olur.

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde cari açıkla birlikte sermaye girişlerinin de izlenmesi gereklidir. Zira kısa vadeli sıcak para girişleri, bu açığı geçici olarak finanse etse de kalıcı çözüm sağlamaz. Yerli üretimin artırılması, enerji bağımlılığının azaltılması ve yüksek katma değerli ihracatın teşviki gibi yapısal reformlar, cari açığın kalıcı olarak azaltılması için gereklidir.

Cari Açığı Azaltmak için Neler Yapılabilir?

Cari açığın azaltılması için atılacak adımların hem kısa vadeli mali önlemleri hem de uzun vadeli yapısal dönüşümleri içermesi gerekir. Bu doğrultuda yapılabilecek önemli hamleler, şu şekilde listelenebilir:

  • Enerji ithalatını azaltmak amacıyla yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılması gerekir. Bu sayede dışa bağımlılık azalır ve enerji kalemi altında oluşan açık daraltılabilir.
  • Yüksek katma değerli ve teknoloji yoğunluklu ürünlerin ihracatının desteklenmesi, ithalat bağımlılığının azaltılması önemlidir.
  • Turizm gibi döviz kazandırıcı hizmet sektörlerinin geliştirilmesi ve mevsimsel dalgalanmalardan arındırılması gerekir.
  • Dış borçlanma politikaları dikkatli yürütülmeli, kısa vadeli dış borçların azaltılması hedeflenmelidir. Finansal piyasaların derinliği artırılarak yerli yatırımcıların tasarrufları, hisse senedi, yatırım fonu gibi finansal araçlara yönlendirilerek döviz talebi düşürülebilir.

Bu tür önlemler bir arada uygulandığında cari açık daha sürdürülebilir seviyelere indirgenebilir ve ekonomik kırılganlıklar azaltılabilir.

Kaynakça:
https://www.tcmb.gov.tr/
https://www.oecd.org/en/topics/economic-outlook.html